Mart 2019'da Doğayla Tasarım Sertifika programını alan Macide Işık hocamız Bahçeşehir Anaokulu bünyesindeki calışmalarını paylaşıyor.
Okulunuzda doğayla tasarımlarınıza ne zaman başladınız? Neyi hedeflediniz?
Mart 2019 Yılında Robert Kolejinde Taner Aksel hocamız tarafından verilen Permakültür Giriş Kursuna katıldım. Bu kurstan çok etkilendim. Çevremdeki herkese bu eğitimden bahseder oldum ve Nisan ayında Okulumuzda, çevre okullardaki öğretmenlerin katılımıyla Taner hocamız tarafından bir Permakültür Giriş Kursu verilmesini sağladım. Temmuz 2019 Yılında Bursa Belentepe Permakültür Çiftliğinde, Taner Aksel hocamızdan Permakültür Tasarım Eğitimi aldım. Bu eğitimi aldıktan hemen sonra uygulama planlarımı hazırladım ve heyecanla ön çalışmalara başladım. Okulumuz Eylül ayında öğrencilerimize kapılarını açana kadar benim önümde koskoca bir ay bulunmaktaydı ve benim bu zamanı iyi değerlendirmem gerekiyordu. "Önce nereden başlamalıyım?" sorusu kafamı kurcalıyordu. Permakültür felsefesini en iyi anlatma yolunun yaparak, yaşayarak, deneyimleyerek ve bunu okulumuzdaki çocuklarımız ve velilerimizle işbirliği içerisinde olacağını ve bu yolda ilerlemem gerektiğini düşündüm. Yaşadığımız Dünyayı daha iyi anlamak, bize cömertçe sunduğu nimetlerinden faydalanırken ona zarar vermeden üretmek ve tüketmek, çevre kirliliğinin ve israfın önüne geçmek. Kendi yaşam alanlarımızı küçük adımlarla başlayarak nasıl tasarlayabileceğimizi ve doğayla uyum içinde yaşayabileceğimizi anlatmak benim hedefim oldu.
Yaptığımız işlerle başkalarına ilham verebilmek düşüncesiyle çalışmalara başladım. Okul bahçemiz ve binamızın etrafında yeşil çim alanları belediyemiz tarafından biçilip çöpe atılıyordu. Etrafımızda birçok karton kutular atılıyordu. Atıl durumda büyük ahşap saksılar da vardı. İlk önce Saksıları okul bahçemize getirilmesini sağladım ve içini kartonlar, çim, biraz toprak ve organik atıklarla doldurarak toprak oluşturmaya başladım. Aynı şekilde okulun duvar kenarlarını beton zemini kaldırım taşlarla yükseltilmiş sebze yataklarını da oluşturdum.
Eylül ayında Öğretmenlerimize Doğayla Uyumlu Yaşam Projesini gerçekleştirme fikrini paylaştım. Birlikte bir uygulama ve etkinlik planları hazırladık. Çalışmaların tüm aşamalarında çocukların aktif olarak katılımını ve deneyim kazanmalarını sağladık. Önce veli ve öğrencilerimizle birlikte bir çiftlik gezisi düzenledik. Okulumuzdaki çalışmalarımıza yükseltilmiş sebze yatakların oluşturmasıyla başladık. Daha sonra kış yeşilliklerinin hem tohum, hem fide ekimlerini gerçekleştirdik. Bahçeden toplanan sonbahar yapraklarının tekrar toprak oluşturulması için bahçe kompost alanı oluşturduk. Kaliforniya solucanları ile solucan kompost alanı hazırladık. Solucan kulesi yaptık. Okul çatısından toplanan yağmur sularını bahçede su tulumbası ile bütünleştirdik. Bahçemizde sera ve jeodezik kubbe yapıları ile tasarımımızı tamamladık. Bütün bu aşamaları sorumluluk alarak, eğlenerek, ama doğru bir iş ve işbirliği ile yaptığımız için yüzümüzde kocaman bir tebessümle gurur duyduk.
Çocuklar doğayla tasarım çalışmalarına katılırken neyi hayal ettiler? Siz eğitmen olarak neyi hayal ettiniz?
Çocuklar doğayla tasarım çalışmalarına katılırken doğada olmayı ve açık havada daha fazla zaman geçirmeyi hayal ettiler. Çünkü onlar için açık havada zaman geçirmek en eğlenceli aktivitelerden biri. Fakat eğitimci olarak bizim amacımız çocukların erken yaşlarda doğaya önem vermelerini sağlamak, doğanın bir parçası oldukları bilincini aşılamak, geri dönüşüm bilinci ve atıkları değerlendirme bilicinin oluşması ve bunun ileriki yaşlarda davranışa dönüşmesi.
Bu projeden biraz söz eder misiniz? Kazanımlarınız neler oldu?
Projemizle erken çocukluk eğitiminde farklı bir bakış açısı kazandırabilmeyi istedik. Çocukların yaparak yaşayarak deneyimleri ile bir projenin içinde aktif katılımla yer alması, sorumluluk üstlenmesi, çocukların kendilerine güven duymasını sağladı. Biz projemizde gerek gıda, gerek enerji kaynaklarının doğru kullanımı, geri dönüşüm, bahçe tasarımları, bahçecilik etkinliklerinin yer almasına yönelik çalışmalar yaptık. Böylelikle çocuklar doğanın bizim için neler sağladığını, hayatımızdaki önemini, toprakla bire bir çalışmayı, yeniden değerlendirme kültürünü benimsemeleri gibi kazanımları da oldu. Bu proje ile birlikte doğayla tasarım konusunda geleceğe yönelik hedefleriniz ve beklentileriniz nedir? Bizimle paylaşır mısınız?
Her şeyden önce “Ağaç yaşken eğilir” sözünden yola çıkarak çocukların okul öncesi eğitim döneminde böyle bir projeye katılımlarının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çocuklar ne kadar erken yaşta böyle bir bilinç geliştirirlerse yetişkin bireyler olduklarında doğaya, bütün canlılara saygı duyan, atmak yerine değerlendirmeyi tercih eden, dünyamızın insan eliyle yok edilmemesi için çalışacaklardır. En büyük temennim yaptığımız çalışmalarla başkalarına örnek ve ilham vermek. Hep birlikte doğayla uyumlu yaşamak.
Comments