Bazı gerçekler: Yanlış tarım uygulamaları ile verimli toprağın ve biyoçeşitliliğin kaybı, tarım alanlarının daralmasının yanı sıra, hızla artan nüfusla birlikte de bir tehdit oluşturuyor. Bu durum, tarımsal üretimde verimlilik kayıplarına ve gıda güvenliği sorunlarına yol açarak tarım arazilerinin giderek azalmasını hızlandırıyor. Bu ise tarım sektörünün sürdürülebilirliği ve küresel gıda güvenliği için büyük bir ENDİŞE kaynağıdır.
Çözüm: Rejeneratif / Onarıcı Tarım !
Rejeneratif tarım, holistik bir yaklaşımı benimseyen bir tarım yöntemidir. Sadece toprağı değil, suyu, havayı, bitkileri, hayvanları ve insanları da içine alan döngüsel bir harekettir. Bu yöntem, su ve hava kalitesini iyileştirir, ekosistem biyolojik çeşitliliğini artırır, besin açısından zengin ürünler üretir ve karbon depolayarak iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaya yardımcı olur. Ek olarak, toprağı ve ekosistemleri koruma amacı güderken verimli ve üretken bir şekilde çalışmayı hedefler, ekonomik sürdürülebilirliği korur ve geliştirir. Bu çoklu faydası sayesinde, organik tarım gibi diğer yöntemlerin ötesinde onarıcı tarım olarak ifade edilir.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), rejeneratif tarımı teşvik etmek için beş temel ilke belirlemiştir:
1) Toprağın fiziksel, biyolojik ve kimyasal olarak mümkün olduğunca az tahrip edilmesi. Örneğin, rejeneratif çiftçiler genellikle tarlalarını en az şekilde sürer veya hiç sürmezler. Ayrıca, pestisitler ve kimyasal gübreler gibi kimyasalların kullanımını azaltmayı veya tamamen ortadan kaldırmayı hedeflerler.
2) Toprağın bitki örtüsü veya doğal malzeme ile kaplı tutulması esas alınır. Rejeneratif uygulamalar arasında, tarlayı sürmek yerine malçlama, örtü bitkileri dikme (ürün olarak satılmayan ancak toprak iyileştirme, su tutma, yabancı ot bastırma ve erozyon önleme gibi diğer faydalar sağlayan bitkiler) ve tarlayı kalıcı mera olarak kullanma yer alır.
3) Bitki çeşitliliği artırılır. Çeşitlilik sağlıklı toprak oluşumuna yardımcı olur, su ve besin maddelerini daha iyi tutmayı sağlar, çiftliğe ek gelir kaynakları sağlayabilir, tozlaşma ve yaban hayatı için faydalı olabilir. Rejeneratif çiftlikler, ürün rotasyonlarını değiştirebilir, birlikte birden fazla tür örtü bitkisi ekebilir, meralarda çeşitli yem bitkileri yetiştirebilir ve çiftlikte bazı bölgelerde kalıcı bitki örtüsünü koruyabilirler.
4) Toprağın mümkün olduğunca uzun süre yaşayan köklerle kaplı olması hedeflenir. Kökler toprağı stabilize eder, su ile besin maddelerinin sürekli olarak döngüde olmasını sağlar ve bu sayede bu değerli kaynakların kaybolmasını engeller. Rejeneratif çiftlikler, ana ürünlerin yetiştirildiği tarlalarda hasattan önce örtü bitkileri ekerek tarlaların hiçbir zaman çıplak kalmamasını sağlarlar. Bu yöntem "aşırı ekim" olarak bilinir. Ana ürünleri zaten büyümekte olan örtü bitkilerinin olduğu tarlalara doğrudan ekerler (bu "yeşil" ekim olarak adlandırılır) veya tarım arazilerini meralara dönüştürebilirler.
5) Mümkün olduğunca hayvanların çiftliğe entegre edilmesi hedeflenir. Hayvan gübresi toprağa değerli besin maddeleri sağlayarak gübre kullanımını azaltırken, kalıcı otlaklar büyük miktarda karbon ve suyu tutarak çiftlik emisyonlarını ve kirliliği azaltır. Bu prensibi uygulamak için, çiftlikler dönüşümlü otlatma yöntemini kullanarak hayvanları düzenli aralıklarla çayır meraları arasında hareket ettirir, böylece bitkilere yeniden canlanma süresi verilir. Ayrıca, örtü bitkilerini otlatma yöntemi de kullanılır. Bu da çiftlikteki örtü bitkilerinin düzenli olarak hayvanlar tarafından otlatılmasını sağlar. Bu yöntemler, toprağın sağlığını ve verimliliğini artırırken, çiftliğin ekosistemi üzerinde olumlu etkiler sağlar.
Bu 5 ilkenin yanı sıra, öne çıkmasının faydalı olacağını düşündüğüm diğer hususlar:
Karbonun tutulması: Rejeneratif tarım, atmosferdeki karbon miktarını azaltmayı hedefler. Bitkiler fotosentez yaparak atmosferden karbonu emer ve toprağa depolar. Bu sayede karbon toprakta uzun süreli olarak tutulur. Rejeneratif tarım yöntemleri, karbonu toprakta tutmayı ve organik madde miktarını artırmayı teşvik eder. Rodale Enstitüsü, yaptığı çalışmada açıkça belirtmiştir ki, meralar ve tarım arazilerinde rejeneratif uygulamaların küresel olarak yaygınlaşması durumunda, mevcut antropojenik karbondioksit emisyonlarının %100’ünden daha fazlası tutulabilir ve atmosferdeki karbondioksit miktarının hızla azaltılması sağlanabilir.
Döngüsel sistemler: Rejeneratif tarım, döngüsel tarım sistemlerine dayanır. Bu, atıkların ve yan ürünlerin kullanıldığı, kaynakların etkin bir şekilde döndürüldüğü bir yaklaşımdır. Örneğin, hayvan gübresi ve bitki artıkları kompost üretimi için geri dönüştürülebilir. Bu döngüsel sistemler kaynakları verimli bir şekilde kullanmayı sağlar ve atıkların çevreye olan etkisini azaltır.
Yerel ekonomi ve toplum desteği: Rejeneratif tarım, yerel ekonomiyi ve toplumu desteklemeyi önemser. Yerel pazarlara ve tüketici taleplerine odaklanarak çiftçilere daha adil ve sürdürülebilir bir gelir elde etme fırsatı sunar. Ayrıca, toplulukları bilinçlendirme, eğitim ve iş birliği gibi faaliyetler aracılığıyla yerel toplumların katılımını teşvik eder.
Rejeneratif tarım, tarımın geleceğinde önemli bir rol oynamakta olan sürdürülebilirlik ve çevre koruma ilkelerini birleştiren bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, toprak verimliliğini artırır, biyolojik çeşitliliği teşvik eder, doğal kaynakları korur, karbon emisyonlarını azaltır ve yerel ekonomiye katkı sağlar. Sürdürülebilir geleceğe dönüşümde çözüm sunan bu yaklaşımın yaygınlaştırılması ve benimsenmesi için faydalarının hem üreticiler hem de tüketiciler tarafından anlaşılması ve farkındalığının yaratılması ise en önemli adımdır.
Kaynakça:
Regeneration International, 2023. “Why Regenerative Agriculture?” https://regenerationinternational.org/why-regenerative-agriculture/
Food and Agriculture Organization (FAO), 2023. “Regenerative Agriculture” https://www.fao.org/family-farming/detail/en/c/1512632/
Rodale Institute, 2023. “Regenerative Organic Agriculture and the Soil Carbon Solution” https://rodaleinstitute.org/education/resources/regenerative-agriculture-and-the-soil-carbon-solution/
Comments