Dünya Yaban Hayatı Günü; yaban hayatının özgün değerleri ve etrafında örülü yaşam ağının sürdürülebilir kalkınmaya ve insanların refahına sağladığı katkıya dikkat çekmek için her yıl 3 Mart'ta kutlanıyor.
Vahşi yaşam veya yaban hayatı evcilleştirilmemiş hayvan türlerini ifade etmektedir. Yaban hayatı her tarafta karşımıza çıkmaktadır; çöller, ormanlar, yağmur ormanları, ovalar, otlaklar ve hatta şehrin direk içinde.
Yaban hayatının vahşi olduğu düşünülse de aralarında arasında inanılmaz bir denge bulunmaktadır. Biz insanlar tarafından müdahale edilmemiş halinde bütün canlılar uyum içinde yaşamaya devam etmektedirler.
Doğada, hayvan ve bitkiler hayatta kalmak için birbiri ile sıkı sıkıya bağlantılıdır.
Her canlı kendi yaşantısını sağlarken diğer canlılara da faydalı olmaktadır.
İnsan nüfusu artışı,
teknolojik ilerlemeler,
yoğun sanayileşme,
şehirleşme ve
tarımsal uygulamalar sonucunda ortaya çıkan kirlilik,
yaşam alanlarının kaybı gibi etkenler,
yabani türler üzerindeki baskıları iyice artırarak günümüzde dünyada ve ülkemizde pek çok türün neslini yok olma eşiğine getirmiştir.
Polenleri toplamak için çiçekleri gezen arılar çiçeklerin çoğalmalarını da sağlamış oluyorlar. Eğer arılar olmazsa birçok bitki türü yok olur. Bitkiler yok olunca bu bitkileri yiyen ya da kendilerine ev yapan hayvanlar da aç veya açıkta kalıp ölür. Onlar ortadan kalkınca da aynı şekilde katlanarak başka canlılar yok olur ve sonunda besin zinciri paramparça olur.
Bilimsel bir kural olarak ekosistemlerde yabani hayvan ve bitki türlerinin doğal olarak varlığı ve çeşitliliği sağlıklı ekosistemlerin göstergesidir. Yabani türlerin birbirleri arasında ve hava, su ve toprakla olan ilişkisi yeryüzünü insanlar için yaşanabilir kılmaktadır. Bu dengenin sadece insan lehine bozulduğu, türlerin azalarak yok olduğu bir dünyada insanlığın sürdürülebilirliğini düşünmek hayal olacaktır.
İnsanların yaşam alanları ve yolları, sportif ve doğa aktiviteleri, turizm arayışları iyice genişleyerek yabani türlerin yayılış alanlarına nüfus etmektedir.
Yaşam alanlarında yapılaşma, kirlilik, radyasyon, manyetik alanlar ve gürültünün arttığı ortamlarda yabani türlerin nesillerini idame ettirme şartları gittikçe zorlanmaktadır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 3 Mart’ı Dünya Yaban Hayatı Günü ilan etti.
3 Mart, Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşmesi’nin (CITES) 1973 yılında imzalandığı gün olması nedeniyle özel bir önem taşıyor. Hükümetlerarası işbirliğini güçlendiren bu sözleşme ile, nesli tehlike altındaki türlerin uluslararası ticaretinin kontrol altında tutulması ve türlere yönelik suçların önlenmesi amaçlanıyor.
CITES Sözleşme’sinin ön sözünde taraf ülkeler; “Yabani hayvan ve bitkilerin çok çeşitli ve güzel biçimleriyle yeryüzünün doğal sistemlerinin yeri doldurulamaz bir parçası olduğunu ve gerek mevcut gerekse gelecek kuşaklar için korunmasının zorunlu olduğunu; toplumların ve devletlerin kendi yabani hayvan ve bitki varlıklarının en iyi koruyucularının yine kendilerinin olduğunu ve olması gerektiğini” kabul ederler.
Bu anlayışla 3 Mart, Dünya Yaban Hayatı Günü kutlu olsun.
Permatürk Vakfı
コメント