top of page

Tanıştığımıza memnun olduk: Köstem Organik Çiftliği

Ben Güler Köstem.


Çocukluğum İzmir’in Hatay ve o zamanki adı “Kilizman” olan Güzelbahçe’de, bozulmamış bir çevre içinde doğal ürünlerle beslenerek geçti. Kimyasal gübreler ve böcek öldürücüler o zamanlar kullanılmıyordu, bilinmiyordu. Gençliğimizle beraber dünyanın düzeni hızla değişmeye başladı…

Ege Üniversitesi’nde devam ettiğim biyoloji bölümü ise bana tüm canlıları ve hayatı öğretti. 25 yıllık öğretmenlik hayatımda ekolojik dengenin ne olduğunu, ekolojik dengenin bozulmasının insanlara ne denli zarar verdiğini yıllar geçtikçe gördüm.



2002 yılında ailece Çeşme’ye doğru giderken, ana yoldan ayrılarak Nohutalan köyünün arka taraflarında, üç tarafı da dağlarla, yemyeşil ormanla çevrili, çiftliğimizin bulunduğu vadiyi keşfettik. Eşim Levent Köstem’in bu vadideki araziyi alarak tüm birikimini buraya aktarması ve zeytin fidanlarını dikmesi ile zeytin yolculuğumuz da başlamış oldu.

10 yıl doğru dürüst verim alamayacağımızı bile bile organik tarıma yöneldik. Dünyanın kurtuluşunun geri dönüşüme ve minimal yaşama bağlı olduğunu biliyorduk. Belki çok daha kolay ve risksiz para kazanma yöntemleri emeklilik yaşlarımızda çoğu kişiye daha mantıklı gelirdi ama biz doğayla yaşamaya, mücadele etmeye karar verdik.


Bu süreçte aynı zamanda bütün Türkiye’yi karış karış gezerek (çoğunlukla hurda olarak satılmaya götürülürken) eski zeytinyağı üretim sistemlerini bir bir bulup topladık. Bunları yine eski Çeşme yolu üzerinde, bir fabrika binasında sergilemek için maddi ve manevi birçok zorluğa göğüs gerip Köstem Zeytinyağı Müzesi’ni de kurduk.


Ben “kaliteli ve kusursuz organik” zeytinyağı üretebilmek için enerjimin büyük bir kısmını Köstem Çiftliğinde geçiriyorum. Bu yazıyı okurken bizim hakkımızda bilmeniz gereken tek şey, doğa sever olarak kimyasal ilaç ve gübre kullanmadan çevreye saygılı, çocukluğumuzun tadı ve sağlık kalitesinde sebze-meyve yetiştirmek amacıyla tarım yaptığımızdır.


Ürünlerimiz Organik tarım metodunu uyguladığımız çiftliğimizde, başta zeytin ve zeytinyağı, ev yapımı reçeller, kurutulmuş sebze ve meyveler sofralarınıza misafir olmayı bekliyor.


Köstem Organik Çiftliği ürünlerimizi, Köstem Zeytinyağı Müzesi’nde bulunan mağazamızdan satın alabileceğiniz gibi, https://dukkan.kostemciftligi.com adresindeki online satış sitemizden de satın alabilirsiniz.


Neden bizim yağımız?

Çeşme’nin Ildırı, Urla’nın Zeytineli körfezlerinden gelen rüzgârlara hâkim bir konumda bulunan çiftliğimizde “kaliteli ve kusursuz organik zeytinyağı” üretebilmek için organik ve naturel tarım politikalarını özenle uygulamaya çalışıyoruz.


Zeytin ve zeytinyağı bizim için bir iş değil, bir tutku. Bu tutkunun ardındaki öyküyü eşim Dr. Levent Köstem'in şu sözleri çok iyi özetliyor:


"Yıllar önce, daha ilk zeytin ağacımı dikerken, aklımda er geç modern bir zeytinyağı fabrikası kurma fikri vardı. Zeytinyağı müzemizin kuruluş hazırlıkları aşamasında dolaştığım yerlerde çok sayıda aktif zeytinyağı fabrikası gördüm, gezdim. Bu fabrikaları gördükçe ülkemizde zeytinyağının ne kadar kötü, hijyenik olmayan koşullarda üretildiğini ve depolandığını fark ettim.

Daha sonra İspanya'ya bir zeytin gezisi yaptık. Orada gerçek temiz fabrikaları gördüm. Fakat bu işe başlarken Datça'da Rosenberg ailesinin zeytin çiftliğindeki fabrikayı gördüğümde şaşırmıştım. Daha bir önceki akşam zeytin sıkılmış olmasına rağmen inanılmaz derecede temiz ve düzenliydi. İşte o günden sonra yegâne amacım, ameliyathaneler kadar hijyenik ve üst düzey teknolojiye sahip bir zeytinyağı fabrikası kurmak oldu.”



Tesisimizi kurarken sıkım ünitesi, depolama ünitesi ve şişeleme ünitesinin kendi içinde bir iş akışı olacak şekilde olmasına özen gösterdik ve bu şekilde mimari oluşturduk. Zeytinyağı depolama bölümü, sıcaklık değişimlerine karşı korunmak üzere yalıtımlı olarak inşa edildi.

Hijyen anlayışımızı tüm detaylara yansıttık. Görevli teknisyenlerin dışında kimsenin giremeyeceği sıkım alanları oluşturduk; hijyen mantığını mimari alanların akışına da yansıttık. Hijyen kurallarını düşünerek zeytin yıkama ünitesi ve kırıcı ünitelerini malaksör ve dekantörün olduğu bölümlerden ayrı olarak konumlandırdık.


Tutku, beraberinde biraz masraf da getiriyor tabii. Kendi içimizde bir laboratuvar kurduk. Bu imkân sayesinde fabrikamızda sıkılan zeytinyağı mutlak surette laboratuvar analizine giriyor ve kimyasal niteliklerine göre tasnif edilerek dev tanklara değil, bir ve iki tonluk tanklara yollanıyor.

Tarım ve hasattaki özenden fabrikadaki ünitelere, tanklara, laboratuvara, hijyene gösterdiğimiz özene dair tabii ki söylenecek daha çok şeyimiz var. Fakat daha özet bir anlatımla neden yağımızı çok sevdiğimizi ve ona çok güvendiğimizi sizin için şöyle derleyebiliriz...


Yağımız özel ve farklı, çünkü...

1. Kaliteli ve kusursuz zeytinyağı üretebilmek, büyük bir özveri ve adanmışlığı da beraberinde getiriyor. Bu nedenle, zeytinin topraktan zeytinyağına dönüşme serüveninin tüm aşamalarında her an ve mutlaka işimizin başındayız.

2. Topraktan sofraya “organik ve kontrollü” üretim tekniklerini birebir uyguluyoruz.

3. Endüstriyel amaçlarla yapay olarak geliştirilen türlerle değil, Anadolu topraklarına ve bulunduğumuz bölgeye kök salmış, bu ülkenin topraklarının ürünü olan zeytin türleri ile üretimimizi gerçekleştiriyoruz.

4. Zeytinlerimizi, geleneksel usul ile yani elle topluyor ve en geç 4 saat sonra da sıkıma geçiyoruz. Sıkım işlemi tamamlandıktan sonra yağın hava ile temasını tamamen keserek, sağlığımız açısından son derece yararlı fenolik bileşenlerin en üst düzeyde korunmasını sağlıyoruz.

5. Zeytinyağımızı, aynı zamanda kurucusu olduğumuz Köstem Zeytinyağı Müzesinde, adeta bir ameliyathane kadar temiz ve steril olma ilkesiyle kurduğumuz modern fabrikamızda, özel olarak üretiyoruz.

6. Yine tesisimiz bünyesinde yer alan laboratuvarımızda, zeytinlerimizin tümü sıkılmadan önce ve sıkıldıktan sonra analiz ediliyor, maksimum verimlilik ve kalite güvence altına alınıyor.


Köstem Zeytinyağı Müzesi

İzmir'in Urla ilçesinde, Uzunkuyu Köyü'nde konuşlanan "Dünyanın en büyük zeytinyağı müzesi" kompleksi olma özelliğini taşıyan müzemizi kurarken ülkemizde bugüne kadar kurulmuş bulunan tüm zeytinyağı ezme sistemlerinin 1/1 ölçekte müze içinde yer almasını sağlamayı ve dünyadaki zeytinyağı müzelerinde bile genellikle hemen hiç bahsedilmeyen ülkemizin, özellikle Ege ve Urla Yarımadası zeytinciliğinin ve kültürünün aslında neleri içerdiğini göstermeyi hedefledik.


Son yıllardaki müzecilik düşünce akımları doğrultusunda, özellikle eğitim fonksiyonunun ve öğrenme fonksiyonunun ön plana çıkmasını sağlayacak bir sistematiğin kurulması çabaladık. Müzenin bir enstitü gibi çalışması planlanırken, çevresine, içinde bulunduğu yerel halka ve köylere nasıl fayda sağlanır düşüncesi de hep planlamamızın bir parçası oldu.

20 bin metrekarelik alan içinde yer alan müzemizin bahçesinde bir arboretum oluşturma mantığı ile hareket ettik, bölgede ve yerel toprakta yetiştirilebilen 500’ün üzerinde ağaç türünü bahçemizle kavuşturduk. Bununla da çocuklara doğayı sevdirmek, doğa kültürlerinin geliştirilmesini amaçladık. Müzenin arka bahçesinde ise zeytin ağacı koleksiyonu oluşturduk, özellikle Ege bölgesi zeytin türleri ile dikimi yapılan diğer Anadolu zeytinciliği türlerini de bu koleksiyonda topladık.


Müzemizde yer alan bölümler:

● Zeytinyağı teknoloji müzesi

● Zeytin, zeytinyağı kültürü bilgilendirme bölümleri

● Sabun, Hijyen ve Temizlik müzesi

● Çeşitli büyüklükte 4 adet toplantı salonu

● Modern zeytinyağı fabrikası

● Modern zeytinyağı deposu

● Ahşap ve seramik atölyeleri

● Çocuk oyun ve beceri salonları

● Köstem organik zeytin çiftliğinin ürünlerinin satıldığı müze satış dükkânı

● Yerel ve mevsimsel lezzetlerin sunulduğu Polima Restoran

● Çocuklar için tarım eğitimi bahçesi

● Butik dinlenme evi

● Zeytin koleksiyon bahçesi


Yavaş ve emin adımlarla yürümekte olduğumuz bu yolculukta hedefimiz, MÖ 6. yy. Klazomenai’den itibaren Türkiye’nin zeytinyağının ana vatanı olduğunu unutturmamak ve bunu unutturmaya çalışan, zeytin haritalarında Türkiye’ye yer vermeyen ülkelere en güzel cevabı verebilmektir.

44 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page