top of page

Güzel ve Çirkin

Benim gibi yaşı 40’larında olan okurlarımız Fransız romancı Jeanne-Marie Le Prince de Beaumont'un, güzel, genç bir kız ile canavara dönüşmüş bir prensi konu alan Güzel ve Çirkin masalının televizyon dizisini hatırlar sanırım.



Ron Perlman and Linda Hamilton ne büyük aşk yaşamışlardı... Çirkin olan aslana pek çoğumuz aşık olmuştuk.Yani çirkin olan birine veya bir şeye sempati duyabiliyoruz. Mesela engelli hayvanlar canımızı acıtır ve daha bir şefkatle ve ilgiyle severiz onları değil mi? Ayağı kırık bir kuş görsek alır veterinere götürürüz...




Peki acaba bu çirkin domatesi ve benzeri şekli değişik meyve ve sebzeleri neden sevmiyoruz?



Bu domatesi ve diğer sebze meyveleri "güzelleştirmek" için çok yoğun bir emek sarfediliyor. Ve sarfedilen bu emek de hem insana, hem hayvana, hem sulara hem de toprağa zarar veriyor...


Tasarımcı ve kimya mühendisi Gönül Paksoy’un “Yenilebilir Heykeller” kitabına göz atmanızı öneririm. Kitapta meyve, sebze, bitki, ot ve köklere birer heykel gözüyle yaklaşılmış ve onları başka bir gözle yeniden görme şansı için okuyucuya güzel bir fırsat sunulmuş. Ben de sizin için ilk fotoğraftaki domatesi biraz sevimli yapmaya çalıştım ki, bu güzel domatesi almaya ikna edebileyim.


Çiftliklerle yaptığımız sohbetlerde kullanılan pestisitler hep konumuz oluyor. Ne olursa atalık tohumdan üretim yapmaya dönersiniz ve bu zehirleri kullanmayı bırakırsınız diye soruyoruz. Aldığımız cevap ise ‘tüketici bu ürünleri almaya başladığı zaman’ oluyor.


Bize güzel görünecek diye girişilen emek ve sonucunda toptan ziyan olan bu sistem bizim sayemizde değişecek ise ne duruyoruz o zaman? Biz insanlar çirkin şeyleri severek çok daha sağlıklı olabiliriz ve gezegenimizi koruyabiliriz. Bu ne kadar basit bir şeydir değil mi?


Permakültürün kurucusu Bill Molison’un dediği gibi:

"DÜNYANIN SORUNLARI GİDEREK DAHA KARMAŞIK HALE GELSE DE, ÇÖZÜMLER UTANÇ VERİCİ DERECEDE BASİT!"

Nevra Akın Oktay

Permatürk Vakfı Müdürü



95 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page