top of page

Yağmur Suyu Hasadı: Örnek Uygulama

Dünyanın yüzeyi sularla kaplı olmakla birlikte, tatlı su kaynakları gezegenimiz üzerindeki su kaynaklarının sadece %2,5’ini oluşturur. Bu suyun da %70’i buzul ve kar kütleleri içinde saklıdır. Bütün canlılar için vazgeçilmez bir kaynak olan su, yaşamsal önem taşıyan bir değerdir. Dünya yüzeyinin sadece %1’ini kaplamalarına rağmen, tatlı su ekosistemleri bilinen tüm hayvan türlerinin %10’una ev sahipliği yapar. Ancak, WWF’nin Yaşayan Gezegen Raporu’na göre, 1970 yılından bu yana %37 ile en fazla kayba uğrayan ekosistemlerdir (WWF, 2014).


21. yüzyılda karşımıza çıkan başlıca zorluk, su kaynaklarının kısıtlı olmasıdır. Gıda güvenliği ve enerji güvencesi, ekonomik büyüme, iklim değişikliğiyle mücadele ve biyolojik çeşitliliğin azalması gibi birçok konunun temelinde su kaynaklarının sürdürülebilirliği konusu yer almaktadır. Bu nedenle su kaynaklarının kısıtlı olması veya aşırı kullanımı, sadece bu konuyla ilgilenenlerin sorunu olmaktan çıkmış herkesi ilgilendiren bir hale gelmiştir (WWF, 2020).


İklim değişikliği ile beraber gezegenimizin karşılaşacağı başlıca problemlerden birinin de kuraklık olacağı öngörülmektedir. Kuraklık, sadece yağışların az olmasına bağlı değildir, aynı zamanda yağışlardaki düzensizlik ile de ilişkilidir. Yağış miktarının artması ya da uzun süre yağışın olmaması ekosistemleri ve sosyal hayatı olumsuz yönde etkiler. Olası su sıkıntılarını azaltmak hem de kuraklıkla mücadele etmek için iklim değişikliğine yönelik tedbirlerin alınması önemlidir. YAĞMUR SUYU HASADI, iklim değişikliği problemlerinde iklim değişikliğine uyum için önemli bir strateji olup basit ve tekrarlanabilir yöntemlerle herkes tarafından hayata geçirilebilir (WWF, 2020).


Brad Lancaster Rainwater Harvesting for Drylands and Beyond isimli kitabında bahçelerimizde, parklarımızda, yaşam alanlarımızda, çiftliklerimizde yağmur suyu hasadı ağları oluşturmak için bir dizi bütünleşmiş strateji sunmaktadır. İklim değişikliği, nüfus artışı, şehirleşme ve sanayiye bağlı olarak su tüketiminin artması, su kirliliği ve temiz su kaynaklarının giderek azalması yakın bir gelecekte su kıtlığı gerçeği ile ciddi boyutlarda yüzleşeceğimizin habercisidir. Lancaster kitabında yağmur suyu hasadı ile su kıtlığını su bolluğuna çevirmek için herkesin kolaylıkla uygulayabileceği küçük ölçekli stratejiler göstermektedir.


Bolluk yolunun temel amacı, sürdürülebilir olarak su kalitesini, akışını ve güvenilirliğini geliştirirken doğanın yenilenebilir olarak sağladığından daha az su kullanmak ve bunun sonucunda yeraltı suyu kullanımını azaltmak ve şebekeden kullanılan su ihtiyacını ortadan kaldırmaktır. İlk adım, bahçemizde, arazimizde belediye su kaynaklarından veya özel kuyulardan kullandığımızdan daha fazla yağış toplamaya çalışmaktır. Bu yaklaşıma göre su kaynakları için aşağıdaki gibi bir hiyerarşi benimsenmiştir.


Peyzajımızın birincil su kaynağı olarak yağmur


• Yağmur, birincil su kaynağımızdır;

• Gri su bizim ikincil kaynağımızdır;

• Belediye suyu veya kuyulardan gelen yeraltı suyu kesinlikle sadece ihtiyaç anında kullanılan ek bir kaynaktır.









Başarılı Yağmur Suyu Hasadının Sekiz Prensibi

Lancaster’ın kitabında önemle vurguladığı ve aşağıda listelenen sekiz prensip, başarılı su hasadının özüdür. Tüm su hasadı sürecinin kavramsallaştırılması, tasarımı ve uygulanmasında eşit öneme sahiptirler. Bundan dolayı su hasadının yapılacağı bir arazinin tam potansiyelini gerçekleştirmesi için tüm ilkeler birlikte uygulanmalıdır. Birlikte kullanıldığında, bu ilkeler başarıyı büyük ölçüde artırır, hataları önemli ölçüde azaltır ve yerleşim yeri ihtiyaçlarını karşılamak için bir dizi stratejinin uyarlanmasına ve bütünleşmesine olanak tanır. İlkeler sabit kalırken, bunlara ulaşmak için kullanılan stratejiler her araziye, yerleşim alanına göre değişiklik gösterebilecektir.


1. Uzun ve üzerinde düşünülmüş bir gözlemle başlayın.

Suyun (ve taşıdığı tortunun) nerede ve nasıl aktığını görmek için tüm duyular kullanılmalıdır. Ne çalışıyor, ne değil? Neyin işe yaradığı geliştirilmelidir. Çalışmayan şeyi düzeltmeye nasıl yardımcı olunacağı düşünülmelidir.


2. Havzanızın tepesinden (yüksek noktasından) başlayın ve aşağıya doğru inin.

Su yokuş aşağı hareket eder, bu nedenle daha hızlı sızma ve yerçekimi beslemeli kolay dağıtım için su yüksek noktalarda toplanmalıdır.


3. Küçük ve basit başlayın.

İnsan ölçeğinde çalışıldığında her şey inşa edilebilir ve onarılabilir. Toprağa su sızmaya çalışırken birçok küçük strateji büyük bir stratejiden çok daha etkilidir.


4. Su akışını yavaşlatın, yayın ve süzün.

Suyun toprağın yüzeyinden aşındırıcı bir şekilde akmasını sağlamak yerine, suyun etrafta dolaşması, yayılması ve toprağa sızması sağlanmalıdır. Yavaşla, yay, batır.


5. Daima bir taşma rotası planlayın ve bu taşmayı bir kaynak olarak yönetin.

Aşırı şiddetli yağmur zamanlarında su için her zaman bir taşma yolu bulundurulmalı ve mümkünse taşma bir kaynak olarak kullanılmalı.


6. Canlı ve organik toprak örtüsünü en üst düzeye çıkarın.

Toprağın sızma ve su tutma yeteneği sürekli olarak gelişirken, hasat edilen suyun daha fazla kaynak yetiştirmek için kullanılması için canlı bir sünger oluşturulmalıdır.


7. “İşlevleri istifleyerek” faydalı ilişkileri ve verimliliği en üst düzeye çıkarın.

Su tutmaktan daha fazlasını yapmak için su toplama stratejileri edinilmeli. Seddeler, yüksek ve kuru yükseltilmiş yollar olarak ikiye katlanabilir. Yaz aylarında binaları soğutmak için fidanlar yerleştirilebilir. Besin sağlamak için bitki örtüsü seçilebilir.


8. Sisteminizi sürekli olarak yeniden değerlendirin: “geri bildirim döngüsü”.

İlk prensipten başlayarak, yapılanların araziyi, yerleşim alanını nasıl etkilediği gözlemlenmelidir. Uygulayıcıya rehberlik edecek ilkeler kullanılarak gerekli değişiklikler yapılmalıdır.

Prensip 2, 4, 5 ve 6, Doğu ve Güney Afrika'nın Katılımcı Ekolojik Arazi Kullanımı Yönetimi derneği olan PELUM tarafından geliştirilen ve desteklenen ilkelere dayanmaktadır. Prensip 1, 3, 7 ve 8, diğer su hasatçılarının ve Lancaster’ın kendi deneyimlerine dayanmaktadır.



Yağmur Suyu Hasadı ile Bir Kentsel Ev ve Mahalle İyileştirmesi

Lancaster ve kardeşi 1994 yılında harap haldeki bir evi satın alırlar. Pratik deneyim ve bilgiden yoksun olsalar da, ev ve bahçe kısa sürede permakültür kursunda öğrendikleri bilgileri hayata geçirebilecekleri oyun alanı ve işin %90'ını kendilerinin yaptığı, tüm yol boyunca öğrenip para biriktirdikleri laboratuvarları olur. İlk adımları yapılması gerekenleri listelemek için evin ve evin yer aldığı mahalleyi uzunca gözlemlemek olur. Yaptıkları gözlemler sonucunda yağışların yerleşim dışına aktığı ve biriktiği yeri belirlerler. Yağan yağmurun bahçelerindeki seyrek üst toprağı nasıl alıp sokağa kaçtığını, sokaktan gelen yağmur suyunun kendi garaj yollarına doğru nasıl aktığını görürler. Yılın büyük bölümünde evlerinin ve sokağın çok sıcak, kuru, tozlu ve açık olduğunu fark ederler.


Yerleşim yeri 1994 yılında satın alındığında.

Evin yer aldığı arazinin dışına doğru olan oklar yağışların yerleşim dışına aktığı ve biriktiği yeri göstermektedir. Yağışların çoğu yerleşim yerinin dışına akar. Araziye ve eve yönelen oklar sokaktan ve komşu evin çatısından gelen su akışını göstermektedir. Su akışı, eve, sokağa veya garaja doğru akar. Tüm gri su kanalizasyona gider. Palmiye ağacı, evin kış güneş enerjisi erişimini engeller. Açıkta kalan ve hoş karşılanmayan cadde ve geçit, yılın büyük bir bölümünde güneş fırını gibi ısınır.


Yapılan gözlemlerden sonra diğer prensiplerdeki uygulamalara geçilir. Güneş ve suyla birlikte, yerçekiminin serbest gücünü de hasat eden Lancaster ve kardeşi geçmişte kendi çatılarından ve komşularının çatısından akan, evlerinin arasında (sadece 3 fit (1 metre) aralıklarla) alçak bir noktada toplanan ve burada biriken nemin duvarlarını bozduğu suyu arka bahçelerinde toplamaya başlarlar. Her çatının yüksekliğini avantajlarına kullanırlar. Komşularının çatısını oluklaştırır, su akışını binaların arasındaki alçak noktadan bahçelerinin yüksek noktasındaki bir narenciye ağacına yönlendirmek için oluğu eğimli hale getirirler. Ağaçtan çok uzağa düşen su böylece pasif olarak ağaca doğru akmaya başlar. Tek bir yağmurdan sonra ağaç yeni yapraklar ve güzel kokulu çiçekler ile bu emeğin karşılığını verir. Evin etrafına uzayan gölge ağaçları dikip, yaz sıcaklıklarını buharlaşmalı soğutucularını ortadan kaldırmaya yetecek kadar düşürürler (geliştirilmiş yalıtım, evin dış cephesini beyaza boyamak ve pasif havalandırma da yardımcı olur). Daha sonra evlerinin lavabosu, duşu ve çamaşır makinesinin giderlerinden geri dönüştürülen gri suyu kullanarak ağaçların büyümesini daha da hızlandırırlar. 2019 yılına gelindiğinde günlük belediye suyu kullanımları, Tucson konutlarında kişi başına günlük 112 galon (424 litre) ortalamasından 1 kişi başına günlük 20 galon'un (75 litre) altına düşer ve böylece su ve elektrik faturaları da düşmüş olur.




Yerleşim yeri 2019 yılında

Yağış yerleşim yerinden ayrılmamaktadır. Sahadaki akış, eve veya garaja ulaşmadan önce toprağa sızar ve su binalardan uzaklaşır. Sokak akışı kaldırım boyunca havzalara ve ağaçlara yönlendirilir. Tüm gri su konut ve arazi içinde geri dönüştürülür ve peyzaja yönlendirilir.



Sonuç Olarak;


2005 yılında 1.300 galonluk (4.920 litrelik) tankta hasat edilen yağmur ve çatı akışından yetiştirilen kış sonu bahçesi.


Lancaster ve kardeşinin arazileri bir zamanlar sıcak, çorak ve aşınmış durumdaydı. Yaptıkları yağmur suyu ve güneş hasadı ile bahçeleri, yiyeceklerinin %15 ila %25'ini üreten bir vaha haline gelmiştir. Ağaçlar yetiştirdikten ve güneş panelleri kurduktan sonra, artık evlerini ısıtmak ve soğutmak için bir kuruş bile ödemiyorlar. Mahalle taşkınlarına katkıda bulunmaktan mahalle taşkın kontrolüne katkıda bulunmaya geçtiler ve arazileri yerel su kaynaklarını tüketmek yerine iyileştiriyor. 1/8 dönümlük (0,05 ha) alanda arazilerinde ve çevresinde şu anda iki adet 1.300 galonluk (4.920 litrelik) ve iki adet 1.000 galonluk (3.780 litrelik) yılda 95.000 galon (359.600 litre) yağmur suyu hasat ediyorlar. Bu arada, ev ihtiyaçları için 20.000 galondan (75.700 litre) daha az belediye suyu kullanıyorlar. Şu anda kullandıkları suyun beşte dördü şehir şebekesinden değil, kendi bahçelerinden geliyor.



Gökçen Bayram

Marmara Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Doktora Öğrencisi

e-posta: gknbayram85@gmail.com





KAYNAKLAR

Lanchester, B. (2019). Rainwater Harvesting for Drylands and beyond, Volume 1, 3rd edition. Tuscon: Rainsource press

Rainwater Harvesting for Drylands and Beyond by Brad Lancaster

https://www.harvestingrainwater.com/

WWF Türkiye (2014). Türkiye'nin Su Riskleri Raporu.

WWF Türkiye (2020). Su Döngüsünü İyileştirmek İçin: Yağmur Suyu Hasadı.


873 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page