top of page

Limonun Bilinmeyen Şifalı Gücü

Çoğumuz için sıcak havalarda susuzluğumuza iyi gelen buz gibi limonatayı çağrıştırsa da aslında limon baştan sona tam bir şifa kaynağı..


Suyu, etli kısmı, kabuğu, ağacı... hatta çöpü bile son derece sağlıklı..



Meyvesinde bulunan yüksek orandaki C vitamini kuvvetli bir antioksidandır.


Protein ,lipit ve hücre hasarını önleyici aynı zamanda konnektif dokuda (bağ dokusu) kollajen oluşumu üzerindeki etkisi nedeniyle eklem hasarlarında faydalıdır.


Limon meyvesinde ve en çok da kabuğunda bulunan bir diğer önemli bileşik grubu da flavanoitlerdir. Bu fenolik bileşikler de yine antioksidan özellikleri nedeniyle birçok hastalığın önlenmesi ve tedavisinde yararlı olabilmektedir.


Limon suyunda bulunan sitrik asit (bir bardak limon suyunda 6-7 gram civarı sitrik asit bulunur) böbrek taşı ve kumu oluşumunu önler.


Hipositratüri hastalarında böbrek taşı tedavisinde faydalı olmaktadır. Bu mekanizma şu şekilde işler, sitrik asit içeriği zengin limon suyu içildiğinde idrar hacmi artar ve buna bağlı olarak kalsiyum ve diğer kristallerin doygunluğu azalır. İdrarla sitrat atılımı artar. Böylece böbreklerde kristallenme azalır.


Kanser ve limon arasındaki ilişki pek çok bilimsel araştırmaya konu olmuştur. Meyvede bulunan flavanonların (eriyositrin, hesperidin, naringin) çeşitli kanser tipleri üzerinde deneysel olarak etkili olabileceği gösterilmiştir. Eriyositrin ve hesperidin limonun suyunda da bulunur. Naringin ise limon kabuğu ve meyvenin etli kısmında bulunmaktadır. Bu demek değil ki limonu kabuğu ile yiyelim. Güzel bir limonata yaparken bir miktar kabuğundan da rendeleyerek hem güzel bir aroma sağlamış oluruz hem de bir miktar naringin ve kabuklarda ki cepler içerisinde bulunan uçucu yağı da katmış oluruz.


Limon suyunun yüksek tansiyon hastalarında kan basıncını düşürdüğü klinik çalışmalar ile gösterilmiştir. İçeriğindeki flavonoidlerin kronik toplardamar yetersizliklerinde ve kronik hemoroitlerde faydalı olduğu deneysel çalışmalarla ortaya konmuştur. Limon meyvesi ayrıca vücut için yararlı bir mineral olan potasyum bakımından da zengindir.

Buraya kadar limonun suyu, meyvesi, kabuğu çok faydalı dedik peki limonun çöpü nasıl faydalı ona gelelim...



Şarapla en çok anılan ülke olan Fransa’nın başkenti Paris’te 1750-1800’lü yıllarda şaraphane sayısından daha fazla limonata satan limonatahane vardı. (1780 yılında saray onayı ile kurulmuş Limonatacılar Loncası kayıtlarına göre başkentte 2800 adet limonatacı varken şaraphane sayısı 2000 civarındaydı.)


Limonata dükkanı sayısındaki bu fazlalık ve limona yönelik bu dönemsel Fransız ilgisi, özellikle başkentin Avrupa’yı kırıp geçiren salgınlardan da nispeten daha az hasar almasına sebep olur. Bu durum ilk anda aklımıza gelen C vitamini ile çok da ilgili değil.

Nedeni daha farklı.


Limon kabuğunda, D-Limonen denilen monoterpenik yapıda çok kıymetli bir molekül var.


Limona muhteşem kokusunu veren bu bileşik aynı zamanda pire öldürücü etkiye sahip. ‘Kara Ölüm ‘ denilen vebanın bulaşma sistematiği, hastalığı farelere taşıyan pireler aracılığıyla oluyor. D-Limonen, bol miktarda limon kabuğu bulunan çöplük alanlara dadanan farelere yapışan pire ve yumurtalarını etkisiz hale getiriyor.


O dönem bunun farkında olmadan çılgınca limon ve limonata tüketen Fransa’nın, özellikle de Paris halkının salgın hastalıklardan az hasarla kurtulabilmesi işte bu kadar basit bir içecek modasından kaynaklanıyor.


Bütün bunların yanında ağacının büyüleyici kokusu, az su istemesi, bahçe ve balkonlarda kolayca bakılabilmesi hem limonu bolca tüketmek, hem de ağacını yetiştirmek için başlı başına sebeplerimiz olabilir.


Ece Ülkü Bayar, Eczacı





Limonun mucizevi etkileri hakkında daha fazla bilgi edinmek için başvurulabilecek titiz ve doğru kaynaklar:


"Bitkilerin Sağlık Sırları 1,2" Prof.Erdem Yeşilada


"Kokular,Lezzetler,Kültürler" Vedat Ozan



49 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page